Röportaj 1:
“İstanbul’a ilk geldiğimde ailem benden daha çok stres yaptı diyebilirim. Annem özellikle güvenlik konusunda çok endişeliydi. Yurtta ilk haftamda fark ettim ki aslında düşündüğümden daha düzenli bir sistem var. Giriş çıkış kartla yapılıyor, gece görevlileri sürekli ayakta. Bu bana çok güven verdi. Arkadaş edinme konusunda da hiç zorlanmadım, daha ilk gün yemekhanede tanıştığım kişilerle hâlâ görüşüyorum.”
-----
Röportaj 2:
“Ev bulmak çok zor ve masraflı olduğu için yurda yerleştim. İlk zamanlar oda arkadaşına alışmak kolay olmadı ama bir süre sonra birlikte ders çalışmaya, dışarı çıkmaya başladık. Yurdun etüt odaları benim en çok kullandığım yer. Bazen gece geç saatlere kadar ders çalışıyoruz. Tek sıkıntım yemeklerin çok klasik olması ama yine de dışarıya göre daha hesaplı.”
-----
Röportaj 3:
“Ben iki farklı yurtta kaldım, ikisini de kıyaslama şansım oldu. İlki çok kalabalıktı ve bu beni biraz zorladı. Şimdi daha küçük ve butik bir yurttayım, daha rahat hissediyorum. Temizlik düzenli yapılıyor, internet genelde iyi çekiyor. İstanbul’da yalnız yaşamak çok zor olurdu, yurtta kalmak bana gerçekten büyük kolaylık sağladı. Özellikle sınav dönemlerinde moralimi yüksek tutan oda arkadaşlarım oldu.”
-----
Röportaj 4 :
“Hazırlık için İstanbul’a geldiğimde en çok korktuğum şey yalnız kalmaktı. Yurt ortamı sayesinde bunu hiç yaşamadım. Sürekli birileriyle sohbet ediyorsun, birlikte kahvaltıya iniyorsun, akşam televizyon odasında toplanıyorsun. Hafta sonları grup halinde gezilere çıkıyoruz. Ev kiralamak yerine yurtta kalmak bence daha mantıklı, hem daha güvenli hem de sosyal açıdan daha eğlenceli.”
"Bu yazıda paylaşılan deneyimler, İstanbul’daki kız yurtlarında kalan öğrencilerden alınmış anonim röportajlara dayanmaktadır. İsimler ve bazı detaylar gizlilik amacıyla değiştirilmiştir."